Tarafin Maskesi Dustu
KANAL 1, Taraf'ın Aktütün saldırısı diye yayınladığı belgelerin gerçek olmadığını ispatladıKanal 1 haber habercilik mesleğinde sizleri yeni bir sıfala tanıştırmıştı; yapıştırmacı gazetecilik... Gerçi biz uyarıp biz
dinliyoruz... Ama mesleğimizin ilkeleri, bu konuda yorulmamayı emrediyor... Üzgünüz ama sizleri bir kez daha yapıştırmacı gazetecilik örneğiyle meşgul edeceğiz... Dün bir gazetede yeralan fotoğraflar, akşam da haber bültenlerine konu oldu... Fotoğraf ve görüntülerin Aktütün baskını öncesi ve sırasında çekildiği ve Genelkurmay'ın saldırıyı sadece
gökyüzünden izlediği vurgulanıyordu... Peki o görüntüler gerçekten de Aktütün saldırısından mı? İşte size bir yapıştırmacı gazetecilik örneği daha...
Daha önce örneğini gözler önüne getirmiştik... Habercilik güven mesleğidir... Sayfaya ya da televizyonda bülteninize girecek haberlerin titiz bir elekten geçmesi gerekir... Çünkü haber, habercinin namusudur... Ve o müessese hiçbir şekilde riske edilemez...
İşte size yeni örnek... Dün Taraf Gazetesi'nde yer alan fotoğrafların üzerindeki başlıkta şunlar yazıyordu: AKTÜTÜN'Ü İTİRAF EDİN DEMİŞTİK... BİZ AÇIKLIYORUZ... İç yayfalardaki başlıkta ise; CANLI YAYINDA KARAKOL BASKINI deniyordu...
İşte size basında ilginç bir renk olarak yayın hayatını sürdüren gazeteye konu olan fotoğrafların görüntüsü... Bazı olaylarda sergilenen editoryal zeka ve dikkat maalesef servis edilen bu fotoğraflarda gösterilmemiş... Neden mi? Anlatacağız... Ama önce editoryal kalibrenin grand zero yani sıfır noktasında oluğu diğer örnekleri hatırlatalım... Bu fotoğrafın görüntüleri dün akşam hemen tüm haber bültenlerinde de yayınlandı... Ve "Aktütün baskınının casus uçaktan çekilmiş görüntüleri" başlığıyla... Ne diyor gazete ve haber bültenleri, aynen okuyoruz: Tarih 3 Ekim'i yani
saldırı gününü gösteriyor... Bakın saatler ise olaydan 3.5 saat öncesini... Ve teröristler ne yapıyor... Az sonra saldıracaklar ve siper kazıyorlar...
Bir başka fotoğrafın altındaysa, casus uçaklar, saldırı anını karargaha da canlı izletti. deniyor... Yani bu görüntü saldırı anında çekilmiş... Ne demiştik; bu görüntüler, haber ajansının servisiyle haber bültenlerinde de aynen kullanıldı... Ve yine
biz ne demiştik... Haberciliğin yeni hastalığı yapıştırmacı gazetecilik... Çünkü...
Bakın... Saldırı gününü gösteren ve olaydan 3.5 saat önce çekilen bu görüntüler nereden? Zaten üzerinde de var... 37. 09 enlem... 44.07 boylam... Neresiymiş, Kuzey Irak.. Aktütün ya da yakını değil... Peki Aktütün'e mesafe ne? Kuş uçuşu 20 kilometre... Peki dağları aşıp, yürüyerek gittiğinizde mesafe ne? 65-70 km. Peki, siz hiç 65-70 kilometreden ve dağların ardından insan öldürebilen tüfekler gördünüz mü?...
Diyelim ki teknolojik gelişmelerden haberimiz yok... İşte size diğer fotoğraf... Burada enlem ve boylam ne... 36.20'ye 45.04 .. peki nereye denk geliyor... İran sınırına yakın ... daha da açalım, Kandil dağı... mesafe ne? 110 km... Unutmadan bu da kuş uçuşu... Çünkü yürüme mesafesi, dağları da hesaba katında 200 km... Hadi dağların ardından 65-70 km.'den
vurdu bu teröristler, bari 200 kilometreden vuramasın... Değil mi?
Bir kez daha hatırlatalım... Bu mesafeler kuş uçuşu... Haberciliğin de kuş gibi uçmasıyla bir ilgisi yok ama komik bir durum... Bütün bunları söyledikten sonra altını çizelim... Kanal 1 Haber Merkezi, insanın saçının teline gelen zarardan bile hesap sorabilme özgürlük ve anlayışına sahip... Tabi ki bu olayda zaafiyeti olanlar varsa gerekli yaptırım uygulanmalı... Ancak buradaki mesele, habercilik mesleğinin asgari kontrol mekanizmasının işlemesini sağlayıp sağlayamamak... Daha önce tarif etmiştik, nasıl oluyor bu yapıştırmacı gazetecilik;
Bu görüntü ve fotoğraflarda Aktütün yok... O bölgeye çoook uzaklarda yapılan istihbari çalışmaların ürünü bunlar... Tabi teröristler bu kadar izlenebiliyorsa, yapılacak birşeyler yok mudur sorusu bir başka haberimizin konusu... Yapıştırmacı gazeteciliğin son örneğini sunalım istedik... Üzerinde yazan rakamları bile merak etmeden... Bu rakamların nereyi işaret ettiğini öğrenmeden, tut kulağından çek ve at haberlerin arasına... Bu editoryal kalibrenin amacını sorgulamak bile gelmiyor insanın içinden.. Değil mi?
HABERTÜRK.